Ordu Belediye Başkanları
Kasım 16, 2017 Mithat Baş Tarih Araştırmaları 0 Yorum Kategori : Mithat Baş tarih araştırmaları , Ordu Belediyesi , ordu tarihi
Ordu
Kazası’nın 18. ve 19 yüzyıllarda idari merkezi olan Bucak kasabasında 1869 yılında “Bucak
Belediyesi” kuruldu.
Belediye
teşkilâtının kurulabilmesi için bazı kararların alınması gerekmekteydi. 1867
tarihli "Vilayet Dâhilinde Şehir ve Kasabalarda Teşkil Olunacak Devair-i
Belediye Meclislerinin Suret-i Tertibi ve Memurinin Vezaifi" adlı
nizamnameye göre yapılacak işlerin başında; Bucak halkının belediye kurma
isteklerinin Bucak Kazası İdare Meclisi tarafından da uygun görülmesi, bundan
sonra da meclis üyelerinin seçimlerinin yapılması geliyordu.
Bucak
Kazası Kaymakamı İbrahim Bey’in öncülüğünde başlayan belediye kurma çalışmaları
kısa sürede tamamlanarak, üyelerin seçim işleri Kaza İdare Meclisi tarafından
da uygun bulundu.
Bu
çalışmalar tamamlandıktan sonra, belediye başkan adayı ile meclis üyelerinin
isimlerini taşıyan cetvel, Bucak Kaymakamlığı tarafından 1869 yılında kazanın
bağlı bulunduğu Trabzon Vilayeti’ne arz edilmiştir. Listede adı geçen
şahısların yeni kurulacak “Bucak Belediye Meclisi” üyeliklerine ve Mümeyyiz
Hasan Ağa’nın da “Belediye Reisliği”ne tayinine izin verilmesi istenmiştir.
Bucak
Kazası Kaymakamlığı’nın bu yazılı isteği üzerine “Merkez-i Vilayet
Trabzon-Mutasarrıf Esseyyid Ali Şefik” imzalı, Kasım 1869 tarihli yazıyla
“Bucak Belediyesi”nin kurulmasına izin verildiği bildirilmiştir.
Bucak
Belediye’si aynı zamanda Trabzon Vilayetine bağlı ilçeler arasında, 1869 yılında
kurulan İlk Belediye teşkilatı oluyordu.
1870
Yılında, Bucak Kasabası’nın adı, ORDU olarak değiştirilmiş ve yeni bir meclis
teşkil edilmişti. Kaldı ki kasaba, zaten
halk tarafından öteden beri Ordu olarak anılmaktaydı.
Kuruluşundan
2014 yılına kadar belediye başkanlığı yapan şahsiyetler ve hizmetleri aşağıda belirtildiği
gibidir.
HASAN AĞA (1869–1870) :
Hasan Ağa, Ordu Belediyesi’nin ilk başkanıdır. Bucak
kasabasının adı onun zamanında “Ordu” olarak değiştirilmiştir. Hasan Ağa’nın
belediye başkanlığı bir yıl sürmüştür.
İBRAHİM AĞA (1870–1871):
Bu kişi hakkında açıklayıcı bilgiler içeren
belgelere rastlanmamıştır. Ancak, aynı yıllarda kazada görev yapan kaymakam
İbrahim Bey’in belediye başkanlığını da yürüttüğü düşünülebilir. Çünkü o
yıllardaki düzenlemelere göre belediye başkanının memur olması zorunluluğu
bulunmaktaydı.
HASAN AĞA (1871–1872) :
Mümeyyiz Hasan Ağa’nın ikinci belediye başkanlığı
dönemidir. Bu dönemde Ordu’da bir de karantina kurulmuştur. O yıllarda çok sık
görülen kolera, sıtma, tifo, çiçek, sarıhumma, kızamık gibi bulaşıcı
hastalıklardan birinin görülmesi halinde hastalığın yayılmasını engellemek için
hastanın çevreyle ilgisinin kesilmesi gerekiyordu. Bu nedenle karantina
kurulmuştu.
BAHA EFENDİ (1873–1876):
Baha Efendi’nin kayıtlarda dört yıl belediye
başkanlığı yaptığı belirtiliyor. Başkanlık süresi o tarihlerde iki yıl olmasına
rağmen, dört yıl başkanlık yaptığına göre Baha Efendi’nin arka arkaya iki kez
belediye başkanı seçildiği anlaşılıyor.
HAFIZ İBRAHİM
EFENDİ (1876–1878) :
Bu tarihlerde Ordu iskelesi haftanın her günü
gemilerin uğradığı hareketli bir ticaret merkezi gibiydi. İstanbul’dan her
Çarşamba günü kalkan posta vapuru, Samsun, Ordu ve Giresun’a uğrayarak pazar
günü Trabzon’a varmaktaydı. Trabzon’dan aldığı yüklerle de aynı yolu izleyerek
İstanbul’a dönerdi. Aynı tarihlerde Ordu’da, ikisi yabancı, birisi Osmanlı’ya
ait üç gemici acentesinin bulunduğu da anlaşılmaktadır.
KAHRAMAN AĞA (1879–1882) :
Belediye Başkanı olmadan önce Dava Meclisinde iki
yıl süreyle görev yapmıştır. Misafirperver ve yardımsever bir kişiliği vardı.
Kendisine önce “İstabl-ı Asitane Amire” payesi, daha sonra da “Mütemayiz”
rütbesi verildi. Bu rütbe, askeri rütbelerden albayın karşılığı olarak kabul
edilmişti.
Kahraman Ağa belediye reisliğinden ayrıldıktan sonra
da, şehirdeki birçok kuruluşta görev yapmıştır. İlçe Dava Meclisinde 1876 ve
1877 yıllarında üyelik yapmış; 1889, 1893, 1894 ve 1895 yıllarında da İlçe
İdare Meclisinde müntahap üye olarak vazife görmüştür.
KATIRCIZADE
MUSTAFA AĞA (1883–1893) :
Katırcıoğlu Mustafa Ağa’nın başkanlığa başlamasından
birkaç ay sonra 1883 yılı Temmuz ayında, Ordu çarşısında büyük bir yangın
çıkmıştır. Tamamen barakalardan ibaret olan çarşıda çıkan yangınla, büyük bir
saha tamamen yangının tahribatına maruz kalmıştır. Bu yangın, Ordu şehrinin
yeniden yapılmasında ve düzenlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
“Bu işyerleri tamamen ahşaptı. Çatıları ise yayla
evlerinin çatıları gibi “hartama” denilen bir nevi ince köknar tahtası ile
örtülüydü. Çarşının kapladığı saha; Tahıl Pazarı’ndan orta camiye, oradan da
sahile doğru uzanan geniş bir düzlüktü. Çarşının kuzey kısmındaki bölgede
kumluk ile Osman Paşa Şadırvanı arasında birçok bina vardı. Bunlar yangından
pek zarar görmemişlerdi.
Atik İbrahim Paşa Camii (Orta Camii), şimdiki yerde
kargır duvarlı, ahşap çatılı idi. etrafında mezarlık ve yer yer bataklık bulunan
geniş bir meydanla çevrili olduğundan yangında zarar görmemişti.”
Katırcıoğlu Mustafa Ağa, yangından sonra Ordu
şehrinin yeniden düzenlenmesi çalışmalarında, o günün sözü geçen şahıslarından
da yardım görmüştür. “Ebniye Kanunu”na
uyularak hazırlanan yeni Ordu Şehir Planı’nda ana caddeler Fidangör’den
Köprübaşı’na kadar uzanıyordu. Bu planın tatbiki sırasında Katırcı oğlu Mustafa
ağa, çok büyük güçlüklerle karşı karşıya gelmiştir. Önce istimlâk sorunlarıyla
karşılaşmış, bunun için paraya ve teknik personele ihtiyaç duymuştur. Bu arada
arsa yağmasının durdurulması için yaptığı mücadeleler sonucu, düşman da
kazanmıştır.
Trabzon Vilayeti’nden gönderilen teknik elemanların
şehir merkezini Keçiköyü ve Kiraz Limanı’na kurma önerileri, belediye meclisinde
müzakere bile edilmeden reddedilmiştir.
1889 yılında Ordu’da “Düyun-u Umumiye Memurluğu” da
kurulmuştur. Bu teşkilat 1897 yılında Bolaman Nahiyesi’nde, 1902 yılında
Perşembe’de 1903 yılında da Habsamana’da (Gölköy) kurulmuştur.
FELEKZADE
SÜLEYMAN AĞA (1894–1896) :
Felekzade Süleyman Ağa’nın belediye başkanlığı, Ordu
şehri tarihinde yeni bir devrenin başlangıcıdır. Çünkü belediye başkanlığına
atandığında kendinden önce düzenlenmiş bulunan şehir planını hiç taviz vermeden
uygulamaya kararlıdır. Bu konuda kendisinden önce belediye başkanı olan Mustafa
Ağa ve ailesinden de yardım göreceğine inanmaktadır. Zaten çevresi de geniştir.
Felekzade Süleyman Ağa, aynı zamanda kuralları olan
ve medeni cesaretini amirlerine gösterebilen bir kişiliğe de sahiptir. Ordu
Kaymakamı kendisine belediye başkanlığı teklifini bildirdiği zaman ona
şartlarını bildirme cesaretini göstermiştir.
Süleyman Ağa, önce belediye çalışanlarını yeniden
düzenledi. Güvendiği kişileri belediyeye atadı. Onların meaşlarını kendi
cebinden ödedi. Süratle yangın sahasını düzenleme çalışmalarına girişti.
Çarşının içindeki çukurlukları, özellikle de deniz seviyesinden alçak olan
yerleri doldurturdu. O yıllarda çevresinde ördek avlanan, günümüzdeki Tahıl
Pazarı’nın bulunduğu geniş bataklığı kuruttu. Bataklıklarla büyük bir
mücadeleye girişti. Şehirde yaşayıp da eli kazma tutan herkesi 4 gün çalışmaya
mükellef kıldı. Çevre köylerden de amele birlikleri getirterek çarşının
doldurulmasında ve bataklıkların kurutulmasında hızlı bir çalışma başlattı. Salgın
hastalıklara neden ol¬duğu için bataklıklardan ağzı yanan çevre köylüleri, bu
işte gönüllü çalıştılar.
“Şehirdeki gayrimüslimler, ticari kapitülasyonlarla
yerli ahaliyi sömürerek zengin olduklarından büsbütün şımarmışlar,
metropolitleri vasıtasıyla da dilediklerini yaptırmaya alışmışlardı. Onlar için
Ordu’da yeni bir çarşı kurulmasının hiçbir önemi yoktu. Esas olan
menfaatlerinin azalmasıydı. Çevre kazalardan gelerek yerleştikleri Ordu
kasabasında kapitülasyonların sağladığı imtiyazlarla dış ticareti tamamen
ellerine almışlardı. Bu yetmiyormuş gibi kasabadaki Hayriye tüccarlarının da iş
yapmalarını önleyerek, zaten fakir olan Ordu köylüsünün bütün ürünlerini
ellerine geçirmeye çalışıyorlardı.
Bu Rum ve Ermeni tüccarlarının İstanbul’da da
mağazaları, depoları, dükkân ve hatta köşkleri vardı. Bu serveti, Ordu’da
kazandıkları paralarla sağlamışlardı. Bunlarla da öğünüyorlardı. Bunların ileri
gelenlerinden hem Osmanlı vatandaşı, hem de İtalyan vatandaşı olan Ciovani,
birçok Rum ve Ermeni’yi de yanına alarak, metropolitleri vasıtasıyla, Belediye
Başkanı Felek zade Süleyman Ağa’yı Trabzon’daki konsolosluklarına şikâyet
etmişti.”
Rum metropolitinin önderlik ettiği bu şikâyet
üzerine Trabzon’daki İtalyan, Fransız ve İngiliz konsoloslukları, metropolitin
misafiri sıfatını takınarak, vapurla Ordu’ya gelirler. Belediye başkanı
Süleyman Ağa ile görüşürler. Konsoloslar Rum ve Ermenilere ait arsalardan yol
geçmesini istemezler.
Süleyman Ağa, konsoloslara taviz vermez. Hatta
onları da ikna eder. Şehir için Ebniye Kanununu uygulamada kararlıdır. Yani
caddeleri 18 m, sokakları 14 m. yapacaktır.
Yoğun şikâyetler yine durmadı. İstanbul’a kadar
ulaştı. Sonuçta şikâyetler İstanbul’dan Trabzon’a aksedince Trabzon Valiliği
Ordu Belediye Başkanı Felek zade Süleyman Ağa’yı görüşmek üzere Trabzon’a davet
etti. Trabzon Valisi Kadri Paşa, çalışmalarından dolayı Süleyman Ağayı takdir
eden birisiydi. Ancak o da baskılara dayanamadı ve “Bab-ı Ali’nin güç duruma
düşmemesi için” Ordu şehir planında değişiklik yapılması tavsiyesinde bulundu.
Süleyman Ağa, Vali Kadri Paşa’nın bu teklifi karşısında yapılacak bir şey
olmadığını anlayınca Ordu’ya döndü.
Durumu Belediye Meclisi’ne anlattı. Cadde ve sokakların
genişlikleri üzerinde değişiklikler yapıldı. Yeni duruma göre ana caddeler 12
m. ye, ara sokaklar da 8 m. ye indirildi. Mağaza, dükkân ve depo gibi binaların
inşasına başlandı.
“Günümüzde adları Süleyman Felek ve Sırrı Paşa olan
iki ana cadde, çarşıyı Fidangör yakınından tahıl Pazarı’nın biraz ilerisine
kadar boydan boya kat ederken, iki ana caddeye paralel olarak Kumluk’tan yine
Tahıl istikametinde bir üçüncü cadde olarak Osman Paşa Caddesi açılır. Bu
caddeler, yine birbirine dik şekilde deniz yönünde ara sokaklarla kesilerek,
denizden gelen serin havanın çarşının her tarafına yayılması sağlandı.”
Felekzade Süleyman Ağa, belediyeye yeni gelir
kaynakları sağlamak için de çalışmalar yaptı. Belediye yasaklarına ve
kararlarına uyulması konusunda büyük titizlik gösterdi. Bu konuda ailesine bile
cezalar yazmaktan geri durmadı. Bahçeye zarar verdiği için, kendi ineklerini
kontrol etmekle yükümlü saydığı karısına ceza yazdırdığı söylenir.
Süleyman Ağa, belediye başkanlığından 1896 yılının
sonlarında istifa ederek ayrıldı.
TIFLİ EFENDİ (1897–1898) :
Felekzade Süleyman Ağa’nın başkanlıktan ayrılması
üzerine yerine, Trabzon Valiliği’nce 1897 tarihinde Ordu Kazası İdare Meclisi
Tahrirat Kâtipliği’nde görevli olan Tıfli Efendi atandı.
Asıl adı Hasan Tahsin olan Tıfli Efendi, Ordu-Büben
(Topluca) köyündendir. Aynı zamanda önemli bir şairdir. Şiirlerinde “Tıfli”
mahlasını kullandığı için bu lakap onunla özdeşleşmiştir. Babası da “naip”
olarak çeşitli yerlerde görevlerde bulunmuştur. Kendisi de Fatsa’da naib vekilliğinde
bulundu. Medrese eğitimi gören Tıfli Efendi’nin şiirleri topladığı bir de
“divan”ı vardır.
Tıfli Efendi, Ordu belediye Başkanlığını bir yıl
sürdürdü. İstifa ede¬rek ayrıldı. Daha
sonra 7 yıl Ordu Müftülüğü yaptı. 1907 yılında öldü. Ce¬nazesi önce İbrahim
Paşa Camii yanındaki mezarlığa konuldu. Ancak 4 yıl sonra oradan alınarak
Büben’deki (Topluca) aile kabristanlığına defnedildi.
FELEKZADE
SÜLEYMAN AĞA (1898–1902) :
Şair Tıfli Efendi’nin belediye başkanlığından
ayrılmasından sonra Süleyman Ağa ikinci kez belediye başkanlığına atandı.
İkinci başkanlık devresinde bozulmaya yüz tutan imar çalışmalarını tekrar
kontrol altına almayı başardı.
Süleyman Ağa’nın ikinci belediye başkanlığı
şehirdeki yağmacılar ve dışarıdaki konsolosluklarla yapılan mücadelelerle
geçti. Bu arada şahsi işleriyle ilgilenemedi. Hiçbir maddi karşılık almadan
yaptığı çalışmalar sonucunda servetinden büyük fedakârlıklar yaptı.
Çalışmaları sırasında “Dergâh-ı Ali Kapucubaşılık”
rütbesiyle ödüllendirildi. Ayrıca kendisine “Dersaadet Hareket-i Arz madalyası”
da verilmiştir. 1902 yılında da belediyedeki çalışmalarından dolayı “Saniye”
rütbesiyle taltif edildi. Belediye çalışmalarının artık rayına oturduğuna
kanaat getirince 1902 yılı sonlarında bu görevden istifa ederek ayrıldı.
KAHRAMAN
AĞA (1903–1904) :
“İki yıllık ikinci belediye başkanlığı döneminde
şehirde büyük çapta imar çalışmaları başladı. Çarşı tam bir düzene sokuldu.
Cadde ve sokaklar arasında tamamı taş olan dükkân, mağaza ve depo gibi binalar
yaptırıldı. Bu binaların büyük çoğunluğu iki katlıydı. Bu yapıların cepheleri
cadde ve sokaklara açılıyordu.
Kahraman Ağa’ya daha önceki başkanlığında da ödüller
verilmişti. Belediye başkanlığı sırasında kendisinden önceki başkanların
çalışmalarını büyük bir gayret ve titizlikle sürdürmüştür.”
1903 yılında Ordu’da ilk defa “Ticaret ve Ziraat
Odaları” kurulmuştur.
HAZİNEDARZADE
OSMAN BEY (1905–1908) :
Hazinedarzade Osman Bey, 1904 yılında Ordu Kazası
İdare Meclisi’nde üye idi. Saray Mahallesi’nde oturan Osman Bey’in çok büyük
fındık bahçeleri, mısır tarlaları ve emlakı vardı. Daha sonraki hayatında bu
varlıklarıyla uğraşmaya devam etti.
1905 yılında belediye başkanlığına atandı. Onun
zamanında çarşıda birçok yeni bina inşa edilmiştir. Osman Bey’in başkanlık
yaptığı belediye meclisinde 9 üye bulunmaktaydı. Bu üyelerden sadece Bacınzade
Ahmet Efendi Müslüman’dı. Diğer üyelerin tamamı gayrimüslimlerden oluşmaktaydı.
İMAMZADE HACI
ŞEKER EFENDİ (1909–1912) :
Hacı Şeker Efendi, önceki belediye başkanları
zamanında başlatılan kaldırımların yapılması, derelerin kanallar içine alınması
çalışmaları tamamlanmıştı. Çarşı dahilinde bataklık yer kalmamıştı. Eski Millet
Düzü’ndeki büyük saha kurutulamamıştı. Burası bazı şahıslar tarafından mısır
tarlası olarak kullanıldığı için. Kurutulması engelleniyordu.
Ordu iskelesine haftanın her günü İstanbul’dan gelen
bir vapur uğramaktaydı. Gemiler, İstanbul’dan Karadeniz kıyısındaki iskelelere
geliş ve dönüşlerinde mutlaka Ordu limanına uğruyorlardı.
“Ordu şehrindeki ticari faaliyet, İstanbul piyasasına
olduğu kadar yurtdışına doğru da yönelmeye başlamıştı. Ordu iskelesinden iç ve
kabuklu fındık, fasulye, yumurta başta olmak üzere önemli ürünler ihraç
edilmekteydi. Mısır, iç ve kabuklu ceviz, kendir, balık yağı, balmumu, yün,
keçi ve koyun derisi ile arpa ve yulaf da iç piyasalara sevk oluyordu.”
MARDİROS
ŞİRİNYAN EFENDİ (1913-1914) :
Mardiros Şirinyan Efendi, aslen Ordulu bir Ermeni
ailesine mensuptu. 1913 yılında Ordu Belediye Başkanlığı’na tayin oldu. Kendisi
başkan atanmadan önce de çeşitli görevlerde bulunmuş, 1903 ve 1904 yıllarında
“Rabia” rütbesiyle taltif edilmişti.
Belediye çalışmalarında daha çok şehirde
yaşayanların yiyecekleri, içecekleri ve yakacakları gibi temel sorunlara
ağırlık vermiştir.
Mardiros Efendi’nin belediye başkanlığı kısa sürmüş,
1914 yılı başlarında kendi isteğiyle başkanlıktan ayrılmıştır. Adı silah kaçakçılığına
da karışmış, tehcir sırasında kaçmak
isterken öldürülmüştür.
FURTUNZADE YUSUF
BEY (1914–1926) :
1914 yılı başlarında, belediye başkanlığına Furtun
zade Yusuf Sırrı Bey atındı. Yusuf Bey, Ordu'da ticaretle uğraşıyordu. İş
durumu oldukça da ileri seviyedeydi. Belediye başkanı olunca, ticaretini bir
yakınına devretmiş, bütün zamanını ve çabasını Ordu halkının iaşe, sağlık ve
geçim işlerine ayırmıştı. Savaş yılları boyunca ve milli mücadele devresinde de
belediye başkanlığı yapan Yusuf Bey, bu hizmetlerinden dolayı çeşitli nişanlar
ve İstiklal madalyası almıştır.
I Dünya Savaşı ve mütareke yıllarında, özellikle de
Milli Mücadele sırasında çok çeşitli problemler karşısında belediye
hizmetlerini yürütmeye çalışan Yusuf Sırrı Bey, Ordu şehrinde tam bir otorite
kurarak, devletin en zayıf olduğu bu yıllarda hazine arsalarını şehirdeki mütegallibe
ve arsa yağmacılarına pirim vermemiştir.
Furtun zade Yusuf Bey’in en önemli çalışmalarında
birisi de mezarlıklar sorununu halletmesidir. Önce, Trabzon’un işgali sonucu
Ordu’ya yerleşen Trabzonlular için Ordu’da, kendisi de Ordu’ya taşınmış olan Trabzon
Valisi Cemal Azmi Bey’in yardımlarıyla bir “Muhacir Mezarlığı” yapılması
istenmiş ve “Selimiye Mezarlığı” bu ihtiyaç için kullanılmaya başlanmıştır.
Daha sonra 1916 yılında Furtun zade Yusuf Bey’in yakın dostlarından Ömer Ağa
oğlu Hüseyin Avni Bey, 23 dönümlük bir araziyi belediye ye satın alarak “Şehir
Mezarlığı”nın yapılmasını sağlamıştır. Bu mezarlığın duvarlarını da eski
belediye başkanlarından Süleyman Felek ve Yusuf Bey yaptırmışlardır. Araziyi
satın alarak bağışlayan Hüseyin Avni Bey’e hem Ordu Belediyesi, hem de Trabzon
Valiliği tarafından teşekkür mektubu gönderilmiştir.
Furtunzade Yusuf Bey, işlerinin yoğunluğuna rağmen,
Ordu’daki kültür faaliyetlerine de öncülük etmiştir. 1923 yılı Haziran ayından
itibaren haftada iki defa yayınlanan “Muvaffakiyet-i Milliye adlı gazetenin
imtiyaz sahipliğini üstlenmiştir. Bu gazetede o yılların önemli kalemleri
İsmail Hakkı Bey, Bilal Köyden ve Lütfi Genç beyler, yazılarıyla katkıda
bulunuyorlardı.
Furtunzade Yusuf Bey, 1926 yılı sonunda belediye
başkanlığından ayrılmış, eski ticaret hayatına dönmüştür. 1930 yılında bir
suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.
AHMET RIFAT
BEY (1927–1931) :
1927 yılı başından itibaren, Ahmet Rıfat Bey, Ordu
Belediye Başkanlığı’na atanmıştır.
Kalfazade namıyla anılan Ahmet Rıfat Bey zamanında (19 Nisan 1930)
Ordu’da elektrik enerjisi kullanılmaya başlandı. Bu o zamana göre büyük bir
olaydı. Mahalli gazeteler uzun uzun bu güzel olayı manşetlerine aldılar. Ahmet Rıfat Bey, beş yıl belediye
başkanlığında bulunduktan sonra, istifa ederek ayrıldı.
İBRAHİM NAMIK
ÖZTUNÇ ( 1931–1939)
Tarihi Osman Paşa Şadırvanı, çökme tehlikesi olduğu
için yıktırıldı. Yerine “Hasbahçe” adlı çay bahçesi yaptırıldı. Belediye,
fırıncıların ekmek hamurunu elle yoğurmasını yasaklayarak, hamur yoğurma makinesi
almalarını istedi. Yeni hükümet konağının temeli atıldı.
ŞÜKRÜ
DENİZ (1939-1940)
Erzincan depremi Ordu’da da şiddetle hissedildi.
Bazı binalar yıkıldı. Elektrik ve su sistemi büyük hazar gördü. 7 kişi yaşamını
yitirdi. Çok sayıda kişi de yaralandı. Eski belediye binası depremde ağır hasar
gördüğü için yıktırıldı.
ARİF HİTMET
ONAT (1940–1948)
Ordu kent merkezinin imar planı yenilendi. Belediye
meclisi, kentteki çirkin görünümü ortadan kaldırmak amacıyla bütün dükkânların
ön cephelerinin boyanması zorunluluğunu getirdi. Civil Deresi ıslah çalışmaları
başlatıldı. Durugöl’de bulunan bataklığın yıllardır süren kurutma çalışmaları
başarıyla sonuçlandı. Yalı Camii yakınında bulunan binalar kamulaştırıldı ve
caminin önünde meydan oluşturuldu.
ALİ RIZA
GÜRSOY (1948–1956)
Kente bir stadyum kazandırmak için 34.850
metrekarelik bir alan istimlâk edildi. Hükümet Caddesi ve Sebze Pazarı civarına
parke döşenmesine başlandı. Kanalizasyon projesi Bayındırlık Bakanlığı’nca
onaylandı. Tahıl pazarı civarında da parke döşemeleri yapıldı. Belediye
hoparlör sistemi kuruldu. Fidangör ve Kiraz Limanı arası asfaltlandı. Belediye,
soğuk hava deposu kurma kararı aldı.
FAZIL
SÖZER (1957–1960)
Efirli’ye pilaj açıldı. Şehir merkezindeki bütün ana
cadde ve sokakların parke çalışmaları tamamlandı. Belediye, kent içinde fındık
harmanı yapılmasını yasakladı.
NUSRET BUDUNÇ
(Vali) (1960-1962)
“1960 Darbesi yapıldı. Belediye Başkanı Fazıl Sözer
görevinden alındı. Binbaşı Hürrem Erman “askeri vali” sıfatıyla hem vali hem de
belediye başkanlığını üstlendi. Kısa süre sonra valiliğe Nusret Budunç atandı.
Budunç belediye başkanlığı görevini de üstlendi.
SEFA POYRAZ
(Vali) (1962-1963)
“Valiliğe Sefa poyra atandı. Vali aynı zamanda
belediye başkanlığı görevini de üstlendi. 19 Eylül Meydanı’ndaki Atatürk
büstünün çevresinin düzenlenmemesi ve hastane kanalizasyonunun yapılmamış
olması basında eleştiri konusu oldu. Ayrıca belediyedeki yolsuzluk iddiaları da
basına yansıdı.”
FAZIL SÖZER (1963-1968)
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu OBKT 19 Haziran
1964 günü resmen kuruldu. Kent içi taksi ücretleri tarifeye bağlandı. 1966 yılı
Nisan ayında Sanayi sitesinin inşaatına başlandı. Belediye hizmet binasının
temeli atıldı.
VEYSEL
AKGÜN (1968–1977)
Ordu’ya turistik tesisler kazandırılması amacıyla
Belde Oteli’nin yapımına başlandı ve karkası bitirildi. Kumsal ile Bülbül
Deresi arası dolduruldu. Yeni belediye binası 4 Temmuz 1968 günü hizmete
açıldı. 1969 yılında Atatürk anıtı tamamlanarak Turist Otel’in karşısındaki
parka dikildi. Kent içindeki tüpgaz depolanmaları yasaklandı. 1970 yılında
Süleyman Felek’in büstü törenle açıldı. Belediye otobüsleri alınarak toplu
taşıma hizmetine başlandı. Otogar alanı istimlâk edildi. Kent içi caddelerin
asfaltlanmasına başlandı.
KAZIM
TÜRKMEN (1977-1980)
Kaçak inşaatlarla mücadeleye başlandı. Belediye
şehir dışına fındıkkabuğu çıkarılmasını yasakladı. Ordu Belediyesi Tanzim Satış
Mağazası açılarak hizmete sokuldu. Karaborsayla mücadeleye girişildi.
HALİT
KAHRAMAN (1980-1982)
Belediye hizmet binası ile Ziraat Bankası arasındaki
baraka türü otobüs yazıhanelerini kaldırarak buranın park alanı olması
sağlandı. Orkent toplu konutlarının temeli atıldı. Belediye kent trafiğini
düzenleme çalışmalarına başlandı. Ordu Belediyesi’nin soğuk hava deposu hizmete
girdi.
NERMİ ALYANAK (Vali)
(1983–1984)
Şehir içi ve yakın köylere ulaşımın daha kolay
sağlanması amacıyla toplu taşım aracı olan belediye otobüslerinin sayısı
çoğaltıldı.
KAZIM
TÜRKMEN (1984–1994)
Belediye hizmet binasının yanına ek hizmet binası ve
iş merkezi yapıldı. Belediye meclisinin aldığı kararla bulvar ve caddelerin
adları değiştirildi. Yeni Mahalle pazarı hizmete girdi. Otogar inşaatı
bitirilerek hizmete açıldı. Yeni mezbahane binası yaptırıldı. Fındık
fabrikaları şehir içinden dışarı taşıtıldı. Kentin büyük bölümünün
kanalizasyonu tamamlandı. Belde Oteli hizmete girdi. Kumsal ile Bülbül deresi
arasına sahil düzenleme hizmetleri çerçevesinde park ve bahçeler yapıldı. Ordu
Belediye’si tarafından “Kuğukent Toplu Konut Projesi” uygulandı. Bu projeyle 8
kooperatiften oluşan ve 720 kullanılır daireden müteşekkil yerleşim birimi,
çevre düzenlemesiyle birlikte Ordu’ya kazandırıldı.
FİKRET
TÜRKYILMAZ (1994–2004)
29 Ekim l996 günü Belediye Konservatuar binası
hizmete açıldı. İtfaiye binası ve kiliseye ek tiyatro hizmet binası yaptırıldı.
Yeni Mahalle’deki İsmetpaşa Caddesi trafiğe kapatılarak yayaların hizmetine
açıldı. Halk arasında 2. Fidangör de denilen bu cadde, alışveriş merkezleri ve
dinlence alanları olarak düzenlendi. Ordulu işadamı Fahri Çelebi’nin finanse
etmesiyle 1937’de yıkılma tehlikesi nedeniyle belediye tarafından yıktırılan
tarihi Osman Paşa Şadırvanı 1997 yılında aslının prototipi olarak yeniden
yaptırıldı. Merkez Karapınar Köyü’nde “Su Arıtma Tesisi” kurularak Orduluların
hizmetine sunuldu.
SEYİT TORUN ( 2004- 2014)
Katı atıklardan yakıt türetme tesisi (ATY) yapıldı.
Merkez Karapınar Köyü’nde “Katı Atık Ayrıştırma Tesisi” kuruldu. Bülbül deresi
islah edilerek halkın dinlenebileceği ve izleyebileceği hale getirildi.
Kumbaşı’nda balık hali yaptırılarak hizmete sunuldu. Kentin mahalle
muhtarlıklarının hizmetine sunulmak üzere her mahalleye “muhtar evleri”
yaptırıldı. İlk adım Anıtı yeniden yaptırıldı. Bu anıtın bitişiğinde çevre
düzenlemeleri yapıldı. Sebze hali yenilendi. Pazartesi pazarı yeniden ve modern
bir şekilde düzenlendi. Sağra tesislerinin arkasına “Cumhuriyet Spor Kompleksi”
yaptırılarak halkın hizmetine sunuldu. Atatürk Parkı’ndan Boztepe’ye uzanan
hatta “teleferik” yaptırılarak hem Ordu halkının hem de Ordu turizminin
hizmetine sunuldu.
Bu dönemde yerel ve ulusal ölçekte Ordu
Belediyesi’nce gerçekleştirilen organizasyonlarla Ordu kültürüne katkıda
bulunan birçok kültürel etkinlik de yapıldı. İki kez “Uluslararası Edebiyat
Festivali” düzenlendi. Bu festival gelenekselleştirildi. Bir kez de
“Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu” yapıldı. 2012 yılı itibariyle 7. si
düzenlenecek olan “Ordu Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali”
gibi etkinliklerle Ordu kültürü önemli ölçüde yerel ve ulusal basında yer aldı.
***