Salnamelerde Mesudiye
SALNAMELERDE HAMİDİYE (MESUDİYE)
Salname, bir yıl içinde geçen olayları göstermek üzere, o ilin valiliğince düzenlenen eserlere verilen addır. “Sal” yıl, sene demektir. “Name” ise mektup, kitap, mecmua anlamına gelir. Günümüzde salnamenin karşılığı “Yıllık”tır.
Salnamelerde, geçmiş yılın bütün olaylarını, ticaret, sanayi, istatistik bilgilerini ana hatlarıyla görmek mümkündür. Kimi zaman o yıla ait devlet kuruluşları ve buralardaki görevlilerin adları da kaydedilen bilgiler arasındadır.
Mesudiye’nin
konu edildiği salnameler Sivas Vilayet salnameleridir. Çünkü 19. Yüzyıl
sonlarında ve 20. Yüzyıl başlarında Mesudiye kazası “Hamidiye” adıyla
Şarkikarahisar Livası’ na bağlıydı. Şarki Karahisar da Sivas Vilayetine tabi
idi. Ayrıca Devlet-i Ali Osmaniye salnamesinde ve Cumhuriyet yıllıklarında da
Mesudiye kazasına ait bilgiler verilmiştir.
1889 SİVAS SALNAMESİNDE HAMİDİYE
KAZASI
(Sivas
Vilayeti 1306/1889 Salnamesi s.253-254)
Hamidiye kazası Liva merkezinin (Karahisar-ı
Şarki) garbında olup, Liva merkezine on altı saat mesafededir. Bu kasaba hanedan-i
mahalliyeden Ali çavuş zade merhum Hacı Osman Ağa tarafından 1280 (1863)
senesinde şenlendirilmiş ve mü ma iley tarafından bir cami-i şerif ve yine
hanedan-ı mahalliyeden 1290 (1873) sene-i hicriyesinde Delice oğlu müteveffa
Hacı Ahmet Ağa tarafından bir medrese bina olunmuş. Ve mahalli mezkûr muvakkıan
imarat ve ticarete kabiliyetli olduğu cihetle bir bab hükümet konağı yapıldığı
gibi bazı haneler dahi oraya nakl edilerek merkez ittihaz edilmiş ve bu kazanın
nam-ı sabıkasına Milas denilirken, nam-ı hazreti padişahîye nispetle Hamidiye
tesmiye olunmuştur.
Bu
kasabada kâgir bir han, 74 dükkân, 1 ambar olduğu gibi bir de mekteb-i rüştiye
yapılmıştır.
Kaza-i
mezkûrda 71 cami ve mescit, 6 medrese, 80 Müslüman mektebi ve 20 Hıristiyan
mektebi vardır. (O yıllarda İskefsir adıyla Reşadiye- Hamidiye’ye bağlıdır)
Bu
kaza, 10 nahiye ve 90 karyeye ve 4626 hanede 15300 İslam ve 1993 Hıristiyan
nüfusu vardır.
Kaza-i
mezkûrda Maden karyesiyle yâd olunan köyde bakır madeni olup elli sene mukaddem
canib-i miriden idare olunmakta iken cevher çıkan kuyuları su basmasından
dolayı terk ve ta’dil olunmuştur.
Keçe
nahiyesinde olan demir madeni ahali tarafından imal olunmakta ve çift demiri ve
nal gibi şeyler yapılıp dâhil ve hariçte satılmaktadır.
İğdir,
Kirişlik, Çabakdağı, Tozlupınar, Çal, İsmihan pınarı ve Hamidağı isimleriyle
ormanları olup her nevi kereste çıkar.
Milas,
Kale, Afan, Eskidir ve Kırcalı derelerinden 4 nehir cereyan eder.
Kaza-i
mezkûrda 40,193 kıta arazi olup kuva-i inbatiyesi birden üçe kadar hınta, şair,
çavdar, darı ve burçak yetişir. Sebzeden en başlıcaları lahanadır. Cins-i
hayvanattan kıvırcık ve karaman koyunu, keçi, at, katır, merkep, sığır ve camış
bulunur.
Cumartesi
günleri kasabada hafta pazarı kurulur.
***
1891 SİVAS SALNAMESİNDE HAMİDİYE
KAZASI
Meclis-İ Belediye Reis
Hüseyin Efendi
Azalar:
Süleyman Ağa, Penapot Ağa, Vasil Ağa
Sandık Emini:
Ethem Efendi
Bazı Memurin;
Nüfus Memuru
Osman Efendi
Kâtip
Abduh Efendi
Sandık Emini
İsmail Efendi
Tapu Kâtibi Mustafa
Efendi
Telgraf Memuru Feyzi
Efendi
Reji Memuru Ahmet
Beg
***
1901 DEVLET-İ ALİ OSMANİYE
SALNAMESİ
1901
yılında yayınlanan “Devlet-i Aliye Osmaniye” adlı salnamede (yıllık) Hamidiye
Kazası’nın 3. Sınıf bir kaza olduğu belirtilmekte ve kazaya bağlı nahiyeler ve
bu nahiyelere bağlı köy adetleri açıklanmaktadır:
Nahiyenin
adı : Bağlı
olan köy adedi :
Yavadı 15
Gebeme
18
Hatunveren 9
Yasdura 12
Loğus 8
Ermene
11
Çavdar 13
Kabalı 16
Hasanşeyh 24
Yavşan 14
Salnamede
ayrıca Hamidiye Kazası Kaimmakamının (Kaymakam) Ahmet Hamdi Bey, Hamidiye
kadısının da Mustafa Efendi olduğu açıklanmaktadır.
***
1907 SİVAS SALNAMESİ
Hamidiye
Kazası 3. Sınıf
Kaymakam
Sırrı Beg
Naip
Ahmed Tevfik Efendi
Meclis-İ İdare;
Reis Kaymakam Efendi, Naib Efendi
Aza-Yı Tabiye;
Naib Efendi, Müfti Osman Zeki Efendi, Mal Müdürü Hafız Kamil Efendi, Tahrirat
Takibi Ali Rıza Efendi, Metropolit Vekili Kostantin Efendi
Aza-Yı Müntehiyye;
İsmail Beg, Şükrü Beg, Hafız Mehmet Nuri Efendi, Todor Ağa
Mal Ve Vergi Dairesi;
Mal Müdürü Muavini Abduh Efendi, Vergi Katibi Refiki İsmail Efendi, Sandık
Emini Ali Osman Efendi
Nüfus Dairesi,
Nüfus Memuru Mehmet Nuri Efendi, Katip Abduh Efendi
Ziraat-I Banik Şubesi
Abdurrahman Beg
Azalar
Hafız Mehmet Nuri Efendi, Todor Ağa, Bur Ağa
Katip
Mehmed Velid Efendi
Mahkeme-İ Bidayet;
Reis Naib efendi
Azalar:
Halil Efendi, Vasil Ağa
Başkâtip
Habib Efendi
Katib-i Sani
Aziz Efendi
Mustandık muavini
Nuri Efendi
Mukavelat muharriri
Habib Efendi
Mübaşir:
Raif Efendi
Mübaşir: İsmail
Ağa
Polis Dairesi
Komiser
Mehmed Zeki Efendi
Polis
Aziz Efendi
Memurin-İ Tahsilât
Kasım
Efendi
Süvari tahsildarı
Nuri Efendi, Hamid Efendi, Zülfikar Efendi, Osman Efendi, Salih Efendi, Sadık
Efendi
Piyade Tahsildarı
Nuri Efendi
Belediye Dairesi
Reis
Hacı Bekir Efendi
Azalar:
Abdurrahman Beg, İzzet Efendi, Bor
efendi, Ebustol Ağa,
Kâtip
Zühtü Efendi
Tabip
Tabinos Efendi
Bazı Memurin (Kazada
görevli öteki memurlar)
Muallim-i Evvel
Ömer Lütfi Efendi
Tapu Kâtibi
Mehmed Ali Efendi
Reji Memuru Sırrı
Efendi
Zabıta Memuru
İzzet Efendi
Korucu Ali
Rıza Efendi
Kâtip
Osman Efendi
Polis
Ahmed Efendi
Gebeme Nahiye Müdürü
Osman Sabri Efendi
İskefsir Nahiye Müdürü Mehmed
Nuri Efendi
***
Mesudiye Kazasının Ahval-İ
Umumiye-i Maarifine Dair Rapordur
Maarif-İ
Umumiye Nezareti Celilesine (1328-1912)
Mektebi
Rüştiyenin mesahası taksimat-i dâhiliye ve nevakıs-ı sairesi evvela arz
edilmişti. Mektep yalnız bir muallim-i evvel tarafından idare olunuyor. Alt
katta bulunan üç odadan biri ikinci seneyle son seneye ve diğeri birinci seneye
ve daha diğeri de muallim odasına tahsis edilmiş. Muallim sınıflardan birini
kendi odasına derse çağırıyor, bu arada boşta kalan diğer sınıflara da nezaret
ediyor. Muallim odasında sıra yok. Derse gelen şakirdan imtihan numarası mucibince
muallimin karşısına iki diz üzerine kuş vari oturuyorlar. Ders takririne mahsus
kürsü olmadığından muallim talebenin karşısındaki sıraya oturuyor. Şakirdan bu
tarz tedrisin mehazir-i sairesinden sarfı nazar ders nihayetine kadar iki dizi
üzerinde oturmak mecburuyetinde olduklarından dizlerinin bacaklarının
ağrısından başka bir şey düşünmüyorlar. Esasen düşünemezler de. Bir muallim ile
bu tarz tedrisin daha nafi bir şekle ifrağı gayri mümkün gibi görünüyor.
Evvelce
arz edildiği gibi bir muallim-i sani tayin olunursa bir dereceye kadar taht-ı
intizam alınabilir. Tadrisata gelince mektepte mevcut…. Şakirdan program
mucibince okumaları mecbur olan derslerin her birinden ayrı ayrı imtihan
tarzında soru cevap edildi. Neticede fikir ve muhakeme itibariyle hüsn olacak
derecede eseri terakki müsahede duramadı. Koyulhisar’a ait takdim ettiğim
raporda mekteb-i rüştiye derslerinin her biri hakkında beyan eylediğim malumat
bu mektebin derslerinde de tamamen caridir. Kezalik mekteb-i ibtidaiyesi
şakirdanın dersleri ayrı ayrı tetkik olundu. Muallim-i evvel usul-i tedrise
oldukça kılındığı için eseri terakki müşahede olunuyor. Tarihi, kitaptaki
ibareyi okumayarak hikaye tarzında anlatan üç şakirde tesadüf edildi. Bundan
anlaşılıyor ki muallim diğer mekteplerde olduğu gibi her dersi hıfz-i Kur’an
olacak çocuklarda olduğu gibi bila idrak ve his ezberlettiriyor. Birkaç
şakirtte fikir ve muhakeme eseri görülüyor.
Mektebin
ahvali binası ve nevakısı sairesi mufassalen evvelki raporlarımda arz
edilmişti. Merkezi kazada Hıristiyanlara ait yalnız Rum mektebi bulunup
muallimleri tabiyet-i Osmaniyeye haizdir. Türkçe tedrisata hiç ehemmiyet
vermemişler. Yalnız bir çocuk Türkçe yazabiliyor. Fakat son sene kısmen Türkçe
kıraat okunuyor. Mektepte intizam, nizam, taharet namına bir şey yok.
Çocukların terbiyesi pek nakıs. Mezkûr kaza nahiyelerinden birinde yalnız
ikiyüz kuruş maaşla bir muallimle idare edilmek üzere resmi bir mektep tesis
için evvelce tahsisatı verilmişti. Mezkûr mektep Gebeme nahiyesinin merkezi
olan Gebeme karyesinde tesis edilmiş. Mezkûr karyeye gidilerek teftişat-ı
lazime icra kılındı. Mezkûr karyenin nüfusu umumiyesi 226 ve 7 ile 12 yaş
arasındaki çocuklar 28 dir. Böyle olduğu halde ahali hala bir mektep binası
inşa edememiştir. Muallim kendi ikametine mahsus olmak üzere bir oda istisbar
etmiş, orada rica minnet toplayabildiği beş, altı çocuğa ….mestur olduğu müddet
icrayı tedrisat ediyor. Onlar da hiçbir şey bilmiyor. Ahali çocuklarını
göndermiyorlar. Nahiye müdürü muavenet etmiyor. Mektebin bu karyede tesisinden
hiç faide hasıl olmamış. Muallim maaşı beyhude heder olunmuş. Fakat yeni mezkûr
nahiye dâhilinde nüfusun umumiyesi 795 ve mektebe gidebilecek çocukları 65
kadar olan Hatunviran isminde bir karye mevcuttur. Bunların mektepleri var.
Eğer muallim kendilerine verilirse daha mükemmeline yaptıracaklarını vaat
ediyorlar. Ahalisinin de maarifin kadro kıymet ve ehemmiyetini takdir
edecekleri anlaşılıyor. Mektebin mezkûr Hatunviran karyesine nakli, mümkün
mertebe faide-i matlubeyi temin edeceğini ve Gebeme karyesine her cihetle
müracaat olduğu hususunda ol babda emrü ferman hazreti menlehul emrindir.
8
Mart 1328 (21 Mart 1912)
Karahisar-ı
Şarki Livası Tedrisat-ı İbtidaiye Müfettişi
Ahmet
Sıtkı Efendi.
***
1927-1928 CUMHURİYET DÖNEMİ
SALNAMESİNDE MESUDİYE
(1927-1928
Türkiye Cumhuriyeti s. 1038-1048)
Mesudiye
kazası, Gebeme nahiyesiyle 75 adet karyeden ibarettir. Kazada 83.335 dönüm
buğday, 125.000 dönüm arpa, 1750 dönüm mısır, 200 dönüm patates ekimi
yapılmaktadır. Bu ekimden 1500 ton buğday, 3680 ton arpa, 20 ton mısır, 200 ton
patates elde edilmiştir.
Kazada
317 baş beygir, 394 baş kısrak, 536 baş merkep, 22 baş katır, 5560 baş inek,
6259 baş öküz, 1476 baş manda, 17.030 baş koyun, 10.244 baş keçi bulunmaktadır.
Bu hayvanlardan 65.668 kilo süt, 17.100 kilo yün ve yapağı, 8760 kilo keçi kılı
elde edilmektedir.
Kazada
15.000 hektar ak çam, 5.000 hektar köknar, 2.000 hektar ardıç, 5.000 hektar
meşe ve 3.000 hektar diğer çalılıklar olmak üzere 30,000 hektar orman vardır.
Kaza
dâhilinde 184 adet su değirmeni mevcuttur. Bu değirmenlerin % 10’u 6-7 ay, %
90’ ı da sel suyu ile yazın ve güzün birer ay çalışmaktadır. Sair zamanlarda
etmedikleri cihetle senelik istihsalatı (Elde edilen gelir) temin
edilememiştir. Tahminen sel değirmenleri 24 saatte 100 kilo, ırmak değirmenleri
ise 300 kilo miktarında istihsalat yapabilirler.
Mesudiye
kazası belediyesinin yıllık varidatı (Geliri) 1385 liradır.
Kazanın
nüfusu 10.281 erkek, 12. 648 kadın olmak üzere 22.929’dur. Kazada bir yıl
içinde 1002 çocuk dünyaya gelmiş, 296 kişi de vefat etmiştir. Bir yıl
içerisinde 481 kişi evlenmiş, 61 kişi de boşanmıştır.
Kazada
Cumhuriyet Halk Fırkası, Hilal-ı Ahmer (Kızılay), Himaye-i Etfal (Çocuk bakım
evi), Türk ocağı, Tayyare cemiyeti ve Muallimler Birliği vardır.
Kazada
bir yıl içinde 2 katl (öldürme), 4 teşhir-i silah, 44 sirkat (Hırsızlık), 2
hayvan hırsızlığı, 2 izale-i bekr (Kıza tecavüz), 14 kız kaçırma, 2 ıskat-ı
cenin (Hamilelikte çocuk düşürme), 3 haneye taarruz, 17 cerh (Yaralama), 73
darp, 1 sahtekârlık, 1 dolandırıcılık, 9 Evamir-i hükümet-i Muhalefet, 5 fiili
çetim (Zor kullanma) olmak üzere 179 suç işlenmiştir.
***
7 yorum
Çok değerli bilgiler. Demek ki Osmanlı kayır tutuyormuş. Hocam mümkün ise beldelere bağlı köy isimlerini de yazmanı dilerim. Selamlar.
YanıtlayınSilDeğerli dost, adınızı yazsanız daha iyi olurdu. Tabiki Osmanlı Devleti'nde kayıtlar tutuluyordu. Dünyanın en önemli arşivlerinden birisi Osmanlı arşivleridir. Bu gelenek Cumhuriyetimizle de devam etmektedir. Belgenin orjinalini yayınladığım için beldelere bağlı köyleri belirtemedim. Bu sitede Ordu ve Mesudiye tarihi ile ilgili 60'tan fazla makale var. Onlardan yararlanmanız mümkün. Selamlar.
SilAbi emeğın için seni yürekten kutlarım
SilNEDİM GÜRSOY.
Teşekkürler değerli dost, sevgili Nedim
SilHocam emeğinize sağlık. Sayenizde Mesudiye ile ilgili önemli bilgilere ulaşıyoruz. Bu konuları işleyip paylaşan çok değerli Mesudiyeli henüz yok. sayenizde umarım yeni nesil peşinizden gelerek gizli kalmış bir bilgi bırakmayacaktır. Bu benim dileğimdir.
YanıtlayınSilBen de konuya çok ilgiliyim, bu salnamelere en kolay nasıl ulaşabilirim bilemiyorum, bir yol çizerseniz sevinirim. sağlı diliyorum.Saygıyla...
Refazettin Çığır
Sayın Refazettin Çığır, Mesudiye ile ilgili salname ve diğer belgeleri çok çeşitli kaynaklardan edindim. Bu kaynakları İstanbul Mesudiyeliler Derneği tarafından bastırılan ve benin yazdığı "Mesudiye tarihi ve Kültürel Özellikleri" adlı kitabın kaynakçasında belirttim. Yazacağınız herhangi bir yazıya kaynak göstererek belgeleri eklemek mümkündür. Kitabı da kaynak gösterebilirsiniz. Yeni kaynaklar edindiğimde zaten internet sitemde yayınlıyorum. Size de çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sağlıkla kalın
SilÇok teşekkürler hocam, saygıyla.
Sil