Ordu Belediye Başkanları

Ordu Kazası’nın 18. ve 19 yüzyıllarda idari merkezi olan Bucak kasabasında 1869 yılında “Bucak Belediyesi” kuruldu. Belediye teşkilâtının kurulabilmesi için bazı kararların alınması gerekmekteydi. 1867 tarihli “Vilayet Dâhilinde Şehir ve Kasabalarda Teşkil Olunacak Devair-i Belediye Meclislerinin Suret-i Tertibi ve Memurinin Vezaifi” adlı nizamnameye göre yapılacak işlerin başında; Bucak halkının belediye

Daha Fazla Oku »

19. Yüzyılda Ordu

Karadeniz sahillerindeki yerleşkelerin bazılarında kasabalaşma süreci 18. yüzyılda başlamıştır. Bu yüzyılda Kaza-i Bayramlu-yı Ordu’nun idari merkezi olan Bucak Nahiyesi, iskelesi olmasının getirdiği avantajla çevresindeki diğer yerleşkelerden önce kasabalaşma sürecine girmiştir. 19. yüzyılda imparatorluğun büyüyen uluslar arası ticaretine hizmet eden liman kentlerinin ortaya çıkması sayesinde kıyı bölgelerinde nüfus yoğunlaşması ve bunun

Daha Fazla Oku »

Türk Kimliği

Kimlik dediğimiz olgu, “Ben kimim?” sorusuna kişinin verdiği cevapların toplamıdır. İnsanlar, “Ben kimim?” sorusuna sadece bireysel kimlik açısından cevap vermez. Bu soruya verilebilecek cevaplar da birçok açıdan kendi içinde sınıflandırılabilir. İnsan yavrusu bir ailenin içine, bir kültürün içine doğar. Bu henüz yürümeyi, konuşmayı bilmeyen ve tamamen bakıma muhtaç yavru, kimliğini

Daha Fazla Oku »

Rüsumet NO: 4 Gemisi Olayı

 Kurtuluş Savaşımızın sayısız yiğitlik ve özveri örneklerinden biri de “Rüsumat No 4” adlı geminin Ordu’da yaşadığı serüvendir. Bu olay, yıllar boyu kulaktan kulağa, dilden dile anlatılarak bugüne ulaştı, Kurtuluş Savaşını anlatan kitaplara girdi ve genç kuşaklar da bilgi sahibi oldu. Orduluların Kurtuluş Savaşı dönemindeki özveri ve yurtseverliğinin bir örneği olan

Daha Fazla Oku »

İmam-ı Azam Ebu Hanife

Tarihte öyle şahsiyetlere rastlarsınız ki daha önce bu “özel” şahsiyetler hakkında yeterli bilgiye sahip olamadığınıza hayıflanırsınız. Zaten bu tür kişilikleri sistem size yeterince öğretmez. Öğretseler de kendi anlatmak istedikleri gibi öğretirler. Onlar hakkındaki gerçek bilgileri ancak kendi çabanız ve araştırmalarınızla öğrenmeye çalışırsınız. Böyle özel şahsiyetlerden birisi de Hanefi Mezhebi’nin kurucusu

Daha Fazla Oku »

Osmanlı’da İlk Laik Uygulamalar: Köprülüler Devri

Osmanlı Devleti’nde Köprülüler devrinin önemli bir yeri vardır. Çünkü bu devirde özellikle Anadolu Türkmenleri kendilerine karşı uzun bir zamandır süregelen baskılardan büyük ölçüde kurtulmuş, kendilerini daha özgür hissetmişlerdir. Kuyucu Murat Paşa ve IV. Murat dönemlerinde Alevi Türkmenlere karşı yapılan baskı ve önyargılar Köprülüler devrinde son bulmuştur. Bu nedenle de kimi

Daha Fazla Oku »

Rüşvet, Hile ve Desisenin Tarihteki Simgesi: Rüstem Paşa

Rüstem Paşa, Osmanlı tarihinde rüşvet ve iltimasın, devleti soymanın, her türlü hile ve desisenin olağanlaşmasının sembolü sayılır. Damat Rüstem Paşa Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatı döneminde 28 Kasım 1544 -6 Ekim 1553 ve 29 Eylül 1555-10 Temmuz 1561 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Rüstem Paşa, yaklaşık 1500 yılında Boşnak

Daha Fazla Oku »

Kuyucu Murat Paşa ve Anadolu Türkmenleri

16. yüzyıl sonları ve 17. yüzyıl başlarında cereyan eden Büyük Kaçgun Döneminde Anadolu’da Alevi Türkmen kıyımı ile ünlenmiş Osmanlı Sadrazamı Kuyucu Murat Paşa, Hırvat asıllı bir devşirmedir. O da her devşirme gibi çocukluğunda seçime tabi tutulmuş, özel olarak yetiştirilmeye alınan insanlardan birisidir. Önce Enderun mektebine girmiş, oradan çıkmasından sonra da

Daha Fazla Oku »

Muhibbi ve Muhlisi

Yukarıdaki mahlaslar, Kanuni Sultan Süleyman ve boğdurarak öldürttüğü oğlu Şehzade Mustafa’ya aittir. Osmanlı padişahları ve şehzadelerinin önemli bir kısmı şairdi. Değişik adlar kullanarak şiirler yazarlardı. Kullandıkları bu takma adlara da “Mahlas” denirdi. Fatih Sultan Mehmet’in Avni, II. Beyazıt’ın Adli, Genç Osman’ın Farisi, IV. Murat’ın Muradi,  III. Selim’in İlhami mahlaslarıyla şiirler

Daha Fazla Oku »

Karmatiler (İslam Bolşevikleri)

İslam aleminde birçok konuda ortaya atılan fikirlerin bilimsel bir analizini yapmak zordur. Çünkü hemen her konuda yapılan tartışmalarda kritik yapan kişi ya da kişiler, olaylara kendi düşünsel perspektiflerinin doğrultusunda sübjektif değerlendirme yapmışlardır. Bu değerlendirmelerin dışında kalan görüşler, kendilerini ifade edecek bir iklim bulamamışlardır. Bu durum, İslam âleminin genel bir hastalığı olarak

Daha Fazla Oku »

Mesudiye’den 1905 Yılına Yolculuk

1465 Numaralı Mesudiye (Hamidiye) Şeriye Sicilinin Söyledikleri İnsanların birbirleriyle ilgili bütün hukuki ilişkileri, kadıların veya naiplerin (naip=kadı vekilleri) verdikleri karar suretlerini, hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları içeren defterlere şer’iye sicilleri denir. Bu siciller ayrıca zapt-ı vakayi sicilleri (olayların zabıtları) veya sicilat defterleri diye de adlandırılır. Şer’i mahkemeler tarafından

Daha Fazla Oku »

Unutulmaya Yüz Tutmuş Bir Geleneğimiz: Mesudiye’de Köy Düğünleri

Toplumun temel taşı kuşkusuz bireydir. Ancak birey tek başına benliğini ve soyunu sürdürme olanaklarından yoksundur. Bu yoksun oluş, onu toplumun en küçük sosyal ünitesi olan aileyi kurmak üzere evlenmeye zorlar. Evlenmeyle de toplumsal yaşayışın temelleri atılmış olur. Evlenme ve düğün törenleri 1960’lı yıllardan önce Mesudiye’de kendine özgü özellikler taşımaktaydı. Genç

Daha Fazla Oku »

Ortodoks Türkler

Anadolu’nun Türkleşmesi konusunda sayısız araştırma ve yayın vardır. Bunların tümünün ortak noktası, bu sürecin yüzyıllar boyunca devam ettiği şeklindeki yaklaşımdır. Gerçekten de Anadolu’nun demografik yapısının Türkler lehine değişmesi yüzyılları bulmuştur. Kuşkusuz Anadolu’ya Türklerin gelişi yoğun olarak Malazgirt Meydan Savaşı’ndan sonra başlar. 1072, 1225 ve 1525 yıllarındaki üç büyük göç dalgasında

Daha Fazla Oku »

İnanç Dünyamız Nasıl Şekilleniyor?

İnanç dünyası insanlar için vazgeçilmez bir olgudur. Bu kadar önemli bir olgunun nasıl biçimlendirildiği veya biçimlendirilmesi gerektiği tarih boyunca düşünce dünyasının ve siyasetin önemli konularından birisi olmuştur. Bir konuya siyaset el atıyorsa, bilin ki “güç ve iktidarı” elinde tutmak için önemli bir araç aramaktadır. Artık bundan sonrasını “sorgulamanız” gerekir. Gelin

Daha Fazla Oku »

Anadolu Abdalları

Tarihsel süreç içinde “Abdal” adının değişik çağrışımlarına rastlanmaktadır. 12. ve 14. yüzyıllarda İran’da yazılmış metinlerde, Abdal kelimesi “derviş, sûfî” anlamını taşırken, 15. yüzyıldan itibaren devlette resmi mezhep haline gelen Sünnilik anlayışının bir sonucu olarak dervişlik ile avareliği birbirine karıştıranlar, Abdal kelimesine “divane, meczub” diyerek horlanan bir mana yüklemişler ve giderek

Daha Fazla Oku »

Aleviler ve Mustafa Kemal

Alevilerin Mustafa Kemal’i neden sevdikleri konusunda birçok spekülasyon yapılmıştır. Ancak bu sevginin tarihsel kökeni pek incelenmediği için bu sorunun yanıtını özel araştırmada bulunanlar ve özellikle de Aleviler iyi bilir. Anadolu Alevilerinin rahatsızlıkları Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde pek görülmez. Her ne kadar 15. Yüzyılın başlarında Fetret döneminde padişahların her şeye sahip

Daha Fazla Oku »